Fatih Boy

   Twitter’dan takip edenler hatırlayacaktır; bir süre önce “mini”k bir bilgisayar siparişi vermiştim. Evde film izlemeyi sevdiğim için hızlı açılan ve güzel bir arayüz üzerinden izlemek istediğim filmler hakkında bilgi alarak izleyebileceğim sade bir sistem araştırıyordum.Önceleri MK-802 III serisi android tabanlı bir cihaz aldım; fakat özellikle 1080p filmleri izlemek tam bir işkenceydi. Bunun üzerine daha güçlü bir cihaz araştırmaya koyuldum ve kısa süre içerisinde de Odroid serisi ile tanıştım.

   Hedef kitlesi olarak son kullanıcıdan ziyade geliştiricileri seçmiş olan ve HardKernel tarafından geliştirilen Odroid-X2 ise firma tarafında piyasaya sunulan en güçlü sistem olma özelliğini taşıyor. 2gb ram’e sahip olması yanında Exynos4412 Prime 1.7GHz ARM Cortex-A9 Quad Core bir çekirdek onu gerçekten de bir bilgisayar yapıyor.

   Tabi insanın eline bu kadar küçük boyutlarda böylesine güçlü bir bilgisayar geçince bunu sadece film izlemek için kullanmak biraz haksızlık olur.. Üzerine adroid ve linux sürümlerini rahatlıkla kurabildiğiniz bu sisteme gönül isterdi ki bir de Windows 8 ARM kurabilelim; ama malesef elden şimdilik bir şey gelmiyor 🙁

   Bir süredir hobi olarak kurcaladığım bu bilgsayarın üreticisi yukarıda da belirttiğim gibi birincil hedef kitle olarak geliştiricileri görmekte. Hal böyle olunca siparişiniz ardından elinize geçen şık bir kasa içerisindeki bir bilgisayar da olmuyor tabi… Bu durumda bir süre sonra internetten kasa araştırmasına giriyorsunuz.

   İşte ben de tam da böyle bir durumda iken Odroid-X2’me süper bir kasa ile karşılaştım;

   Ok, kabul ediyorum; bu aslında bir kasa değil.. En azından bu haliyle; ama okumaya devam edin… 😉

  Resimde gördüğünüz aslında üçlü kalemlik setinin bir parçası ve eminim ki tasarlayan kişi not kağıtlarını düzenli olarak tutmak dışında bir kullanımı olacağını düşünmemiştir, hele ki benim planladığım halini 🙂

   Yukarıdaki resimde de görüleceği gibi boyutları itibari ile Odroid-X2’ye kasa olmak için biçilmiş kaftan 🙂 tabi ufak bir kaç dokunuş gerekiyor…

   Öncelikle; Odroid-X2 üzerinde bulunan tüm giriş/çıkışlar için birer delik açılması şart. Bunun için dikkatli ölçümler, titiz bir çalışma ve iyi bir el alet seti şart;

   İtiraf etmeliyim ki işin en zevkli kısımlarından birisi burasıydı 🙂 Tabi acemiliğimizin cezası olarak ilk denemede pek başarılı sonuçlar alamadığımı da belirtmeden geçemeyeceğim.

   Delikleri açtıktan sonra Odroid-X2’yi içine oturttuğumda ise sonuç gerçekten de başarılıydı. Tabi bir eksiği vardı; üstü açık kalmıştı.. İşte tam da bu noktada bir önceki başarısız denememden kalanlar gerçekten çok işime yaradı. Nasıl mı? kendiniz görün;

  Durmayın, resme biraz daha yakından bakın;

Evet, bir önceki denememden kalan tabanı başarılı bir operasyonla ayırdıktan sonra çok güzel bir kapak elde ettim. Tabi kenarlarını biraz düzeltmek şart oldu;

  Yazımın başında da belirttiğim gibi Odroid-X2 gerçekten de oldukça güçlü bir cihaz ve 1.7GHz’in de üzerinden hızlarda rahatlıkla çalışabilir, tabi iyi bir soğutma sağlanması da şart. Her ne kadar yeni kasası yeterince havadar olsa da bir overclock işlemi ardından yeterince iyi bir soğutma sağlayabileceği konusunda şüphelerim vardı. Dolayısıyla da bu güzel kapağa bir de fan şarttı.

  Fan konusundaki en temel problem yeterince güç sunabilmekte. Açıkçası harici bir güç kaynağı ile besleme fikri de pek cazip gelmedi. Ortaya çıkacak kablo karmaşasını düşünsenize… Peki çözüm ne? Tabi ki usb’den çıkış alarak besleyebileceğim bir fan. Usb’yi kullanacak olmam doğal olarak 5v ile çalışma şartını da beraberinde getiriyor. Cihazı oturma odasında kullanacağımı düşünürsek peke tabi ki sessiz de olmalı. Tüm bu kriterlere uyan en hızlı çözüm ise laptop soğutmakta kullandığımız soğutucular oldu;

  Büyük ve tek parça bir fanı olan soğutucu yerine küçük fanlı bir sistemi tercih ettim. Aslına bakarsanız “tercih etmek” burada tam doğru kelime değil; “zorunda kaldım” diyelim 🙂 Şöyle ışıklı güzel bir fan’da fena olmazdı doğrusu.

  Aldığım soğutucu usb’den besleniyordu ve üzerinde de açma kapama anahtarı vardı. Süper! Yanında da bonus olarak bir usb hub dahi vardı. Birkaç vida’yı sökünce iki kart ve bir fan’ı rahatlıkla ayırabildim. Üstelik de kasamın kapağına oldukça başarılı şekilde uygundular;

  Aynı kasayı yaparken olduğu gibi kapağa oturtacağım fan ve iki kart için de aynı titizlik ve detaylı çalışma ile gerekli delikleri açtım. Güzel bir görüntü için de sprey boya ile  parlak siyah bir renge boyadım. Ardından da sıcak silikon tabancasının da yardımıyla tüm parçaları bir araya getirdim;

Sonuç; tek kelimeyle mükemmel. Tüm parçalar birbiriyle uyumlu olarak bir araya geldi. Ortalığı toparlayıp tüm parçaları da bir araya getirdiğimde ise ortaya çıkan el yapımı kasa tüm yorgunluğuma değmişti 🙂